13 Mayıs 2007


14 OLDUK, LA LA LA

Sober bugün 14. sayısını da çıkardı. Bu hafta Mother Mother ve Billie The Vision & The Dancers kritiklerimi; ayrıca Clique'le yaptığım röportajı okuyabilirsiniz.

Bu arada dün Mirkelam konserine gittim. Artık hardcore Mirkelam fanıyım. Hell yeah!

Son olarak tüm annelerin ve anne olacakların anneler günü kutlu olsun. Dergi kapağında daha iyi ifade edemezdik herhalde...

4 yorum:

torkunc dedi ki...

Efendim ben sizi 13. sayınızı yayınladığınız günlerde tanıdım. (bir de derlerki 13 uğursuz rakamdır, dahilim bile 13 benim!) Daha önceden de görüyor fakat okumaya fırsata bulamıyordum. Ama bu böyle oalcak gibi değil... Tüm sayılarınızı döküp kağıda okumalı. Başka türlü olamayacak!

Yeni sayınız hayırlı olsun.

ezgi dedi ki...

teşekkür ederiz cümleten : )

şimdilik online yayınlanıyor olmak bizim için daha avantajlı çünkü daha büyük bir kitleye ulaşabiliyoruz. ama ileride neden olmasın? siz şimdilik çıktısını alıp zımbalayın isterseniz : )

torkunc dedi ki...

bence hep online kalın... her şeyi kağıda dökmek neden. benim gibi kağıt fetişleri bile en azından istediği kadar kağıda döker. ölümsüzlik kaygısı (nesilden nesile aktarma) ya da ne bileyim bundan bilmem kaç yıl sonra sahafta biriin eline geçme ihtimalini içerdiği için belki de kağıda dökmek hep daha cazip gelebilir. ama özellikle bir müzik dergisi (en az teknoloji dergisi kadar) sanal sayfalarda da olmalı (yaşasın dosya paylaşım siteleri!?)

sadece bundan değil... yelpazenin genişliği açısından da bu elzem bir hal alıyor. benim gibi ağır aksak müzik dinleyen birini çoktan geçtim, en iddialı dinleyicilerin bile karşısına sürpriz bir isim ve/veya müzikal terminoloji çıkabiliyor. müzik dinlemek bazen sadece müzik dinlemektir, müzik dinlemek eşlik etmektir ama benim için müzik dinlemek birilerinin hayatlarına sızmaktır. yeni insanlarla, hikayelerle ve bazen de o dönemin toplumsal, sınıfsal kaygılarını/açmazlarını tanımaktır. işte bu sebepten ötürü digital sayfalarda önümden akan bilgilere derhal uzanmak için nette bulunmasını tercih ederim. (kupa beyi: sakin ol evlat!)

evet, haklı:sukuneti hep takdir etmişimdir. dediğiniz üzere, A4, tel zımba ve fosforlu kalem...

ezgi dedi ki...

doğru söze ne hacet : )
mp3 paylaşmasak da fikir vermek çok güzel. online kalır mıyız bilmem, hatta ben de parmağımla sayfa çevirmeyi sevenlerden olduğum için basılı dergileri biraz kıskanıyorum; ama zaten oksijen kıtlığında ağaç kesip kuşe kağıt yapmaya ne gerek var değil mi?