14 Mayıs 2006

GEMİ İSVEÇ'E DEMİR ATTI

İskandinav ülkelerini bilirsiniz, soğuk ve sıkıcıdır. Bu nedenledir ki insanlar vakitlerini kapalı mekanlarda geçirir.

Bazıları da stüdyoyu seçer ısınmak için. Ve bir taşta iki kuş: şarkıları vücut ısısını yükseltecektir.

The Ark da bahsettiklerimizden...

İsveçli grup 1998 yılında yine kendileri gibi İsveçli Kent'in (Music Non Stop desem?) Alt grubu olarak çıkar sahneye ilkten. Sırtında belirmiş tüyden kanatlarla sahneye gökten indiği belli vokalist Ola Salo mitolojinin yedi ilham kaynağından "müzik perisi" gibidir.
Çok geçmeden bu "perioğlu" ve arkasındaki ordusu İsveç'i etkilemeyi başarır ve 2000 yılında debut albüm "We Are The Ark" çıkar. "Let Your Body Decide", "Hey Modern Days" ve "It Takes A Fool To Remain Sane" gibi şarkılarıyla The Ark, merdivenlerin tek yönlü olduğu ve okların yukarıyı gösterdiği yolda ilerlemeye başlar.

2002 yılında ise yeni albüm "In Lust We Trust" raflardadır. Adı üstünde bu albümün her yerinden şehvet akmaktadır. Salo'nun görünüşünün grubunsa müziğinin iyiden iyiye 70'lerdeki Bowie'ye benzediği ve The Ark'ın glam'in kuzeyli efendileri olduğu gerçeği de bundan sonra tam manasıyla göze çarpar. Bu albümden çıkan "Calleth You Cometh I" şarkısıyla "Top Of The Pops"a kadar çıkan The Ark, övgüleri sonuna dek hak etmektedir.

2004'te karların düştüğü vakit, üçüncü evlat "The State Of Ark" da yeryüzüne düşer... Vahiy gibidir şarkılar ve elçisinin melek sesinden dökülmeyi bekler. Evet Nuh'un gemisinin kalkış saati ertelenmiştir; zira The Ark'a inananların sayısı çoğalmaktadır. Ve eldeki besteler kalite açısından gemiye sığmayacak derecede ağırdır. Sahnede kalmaları herkes için en hayırlısı olacaktır.

Salo'nun başındaki kırmızı siyah tüylerden ördüğü halesi, bu glam tazesi adamın bir mucize olduğuna kanaat getirtmekte.
The Ark da bu mucizenin somut iskeletini oluşturmakta.

Zaten en çok da mucizelere inanılırmış Salo'nun doğup büyüdüğü köyde...

Hiç yorum yok: