14 Mayıs 2006


MONSIEUR GAINSBOURG REVISITED

Fransa'nın huysuz ve çıplak kralı "Serge Gainsbourg" başında tacıyla gömüleli on beş sene oldu ama her fırsatta mezarından kalkıp reveranslar sundu dünyaya. Kah kendi sesiyle kah şarkılarıyla...

Bu yıl da müziğin "Dream Team"i sayılan birçok star, "diline acı biber sürülesi Serge" için toplandı ve onun şarkılarını ingilizce söyledi. Peki Fransızca'nın f'sinden anlamayan bendenizin gönlünde bu kışkırtıcı lisanla yer etmiş Serge şarkıları acaba farklı bir dilde ve farklı seslerle nasıl dokundu orijinallerinin işgal ettiği yere? Cevap olarak beş yıldızı art arda sıralayıp bir de albümün yakasına kırmızı kurdele taktığımı belirtmem lazım. Siz de Serge'ye yeniden "hoşgeldin" deyip kapıları dayayın.

Albümün açılışı: "Balık baştan kokar." derler. Başlangıç şarkısı "A Song For Angel" da yukarıdaki methiyelerimi haklı çıkaracak kadar kışkırtıcı... Serge'nin çocuğunun anası, Brigitte Bardot'nun yerine gelen sevdalısı Jane Birkin'in komşu adadan Franz Ferdinand'la beraber kotardığı çalışma ilk dansını yapan gelin- damat gibi. Herkesin gözü onlarda ve çoğunluk gülümsemekte...

Albümün hamı: Cat Power & Karen Elson - I Love You, Me Either. Dünyanın en seksi şarkısıdır "Je T'aime, Moi Non Plus"... Serge ile Jane'in yatak odasından çıkma bolca müstehcen sahne içerir ve her vurgusu davetkardır. Ancak İngilizce albümde yüzyılın düeti iki dişinin dudaklarından dökülmekte. Sağ köşede dünya tatlısı Cat Power, sol köşede Jack White karısı Karen Wilson durmakta ve zannımca iyi referanslar sağlamakta; ancak kulak her naneyi de yememekte. Bu versiyon yalnızca güzel bir yemeğin üstüne alınan hafif tatlılardan olabilir.

Albümün sürprizi: Michael Stipe - L’hôtel. Otelin adresi sözlerde gizli. Gidip görmek isteyene İngilizce anlatacak bir rehber de hazır şimdi. Hiç haz etmediğim REM solisti Stipe'ın sevdiğim ikinci işi olmayı başarmış bu şarkı kadife gibi sarıp sarmalıyor sizi (ki sürpriz yumurta sarısı burada saklı). Aradaki keman sesleri ise serenadınız oluyor bu turda. İster yalnız dinleyin ister birilerini alın yanınıza.

Albümün assolisti: Brian Molko- Françoise Hardy ve bittabi "Requiem For A Jerk"... Hardy zaten Serge'nin vazgeçilmezlerinden, haremine uğrayıp uğramadığı sır belki ama stüdyosundan çıkmadığı kesin. Molko ise zaten Molko, sesi kalp atışlarını değiştirmede usta. Françoise fısıldarken ne kadar çarpıcıysa Brian da "dinle beni" diye haykırırken o kadar çarpıyor insanı. Baştan sona her anı heyecan dolu bir yolculuk sanki...

Albümün kapanışı: Carla Bruni- Those Little Things. Kedi sesli güzel carla şarkıyı ruhunuzu tırmalayarak söylüyor doğrusu, ancak bu tırnak izleri hep kanasın istiyorsunuz. Fransızca'yı İngilizce'yi bırakın sanki bir meksika karnavalına düşmüş yolunuz. "Bir daha çal Sam!" denileceklerden bu şarkı, dinleyince hak vereceksiniz.

Üsttekiler sadece örnek teşkil etmek adına (yazarın ego tatmini de olabilir ya da) yazılmış olabilir ancak yukarıdakiler hariç bu yine yeni yeniden düzenlenmiş eserlerin sahiplerinin tamamını da anmak isterim şimdi:
Jarvis Cocker, Kid Loco, Portishead, Tricky, Marianne Faithfull, Gonzales, Feist, Dani, Marc Almond, Trace Palace, Placebo, The Rakes, The Kills.

Güle güle Serge, yine bekleriz. İngilizceli ya da ingilizcesiz...

Hiç yorum yok: