25 Mayıs 2006

KUĞU GÖLÜ KONSERİ

şu sıralar ıssız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç şey: pj harvey, pj harvey, pj harvey

güçlü kadın gösterilerinden her daim memnun kaldığım ancak feminizmini doyasıya yaşarken bir yandan da erkeğinin ayakları dibinde "onu da sev beni de" diyen içli bir alamet-i farika var karşımızda...

pj, pötikareli etekleri çekip kır bayır koşturan bir küçücük kız çocuğuymuş malum, belki de bundandır içine kapanık olmasına rağmen rahatça dökebildiği desibeli sonsuz çığlıkları... peki büyüdüğünde değişen artılar-eksiler nedir? eksi hanesini boşta bırakarak artı hanesine "çirkin ördek yavrusundan kuğunun bir basamak altına dönüşümü"nü eklemek mümkün, zira pj'in özel hayat sayfalarını karıştıracak olursak editör konumunda nick cave'i görebiliriz. arsız nick'le umarsız pj'in küllenmiş de olsa hala pek cazip görünen ilişkisi üzerine saatlerce kafa yorabiliriz ...

ama parmaklar çalışmalı şimdi...

tam da bu nedenle hemmen "kim, kiminle, nerede, nasıl" köşesini bırakıp pj'in müziğine geçiyorum.
diskografisinde yedi dev albüm bulunan bu sesine doyum olmaz kadın, her birinde ortalığı yıkıp geçmeyi başarmıştır.davulların bol olduğu ve benim de kanımın en çok kaynadığı albümü "dry"la başlayan serüvenine son virgülü "uh huh her"le atan pj, bir bakarsınız volkan olmuş yanmış, bir bakarsınız kızgın kumlardan serin sulara atlamış, ancak hiçbir zaman beklentileri boşa çıkarmamıştır.

özellikle dry demo'sunda bulunan "oh my lover"da tüm şirretliğini bırakıp kedi gibi mırıldanarak sevgilisine yalvarması, iki aşk arasında kalmış kadınımızın dokunulmazlık sınırlarını aşması pj'in nezdimde doruğa çıktığı andır...

hatta zaman pj top 10 yapma zamanıdır:

1- oh my lover
2- the garden
3- the dancer
4- dress
5- down by the water
6- rub till it bleeds
7- sheela-na-gig
8- kamikaze
9- this is love
10-this mess we're in

Hiç yorum yok: