16 Nisan 2006


GEÇMİŞİN UZAYLISI BUGÜNÜN EV BABASI

Androjenlik sizin için ne kadar makbul?
a) Aynaya baktım
b) Sever sayarım
c) Minimum haz duyarım
d) O ne?

D şıkkını seçenler aramızdan ayrılsın öncelikle... Kalanı yerlerine... Zira dünyanın en ihtişamlı "android"inden bahsedeceğim sizlere: "Bowie the Beauty"

1970'lerde, glam daha annesinin sözlüğünde "çekici" anlamındayken, dünyaya bir delikanlı düştü. Bizden olmadığı belli "David Bowie" süründüğü maskaralarla, giydiği entarilerle bir anda dünyanın en ilgi çekici insanı oluverdi.

Kadın erkek dinlemeden herkesin altından, rüyasından geçen bu "glamour" suyuna batmış adam, anne-babaların korkulu rüyası, çekingen gençlerin kabak çiçeği fazına atlayışı oldu. Bu dönemde yaptığı albümler ise şu çağımda benim en sevdiklerim arasında yer buldu. Ziggy Stardust, Moonage Daydream, Rock n Roll Suicide, Heroes, Hang on to Yourself, Space Oddity gibi baştacı yaptığım şarkıları beni "keşke "kadife altın madeni"ne bir dalıversem, saçlarımda simler şarkı söylesem" diye kudurttu.

Ancak zaman değişti, Bowie pop oldu; baba oldu; koca oldu; olmaması gereken ne varsa oldu durdu. (Süpermodel) İman'a gelip hakkın rahmetine kavuştu. "Iggy aşığı Ziggy"den "popçubaşı David"e geçişinde benim için artık cenaze namazına katılmak farz olmuştu.

Hala hayranım ona ama eski günler hatrına. Eskileri severim bilirsiniz. Hem Brian Molko'nun elinden tutup Amerikan Unkapanı'na götüren de odur, "Allah'ından başka ne istersin yahu?" diye de sorabilirsiniz. Ben de cevap vermeyebilirim; keyif benim...

Neticede ben Bowie'yi bugün yaşıyormuş gibi değil 70'lerde çekip gitmiş gibi hissediyorum; ama giderken bıraktığı albümler için de şükrediyorum.

İmajdan fazlasını arayanlara, ruhunu besleme sevdalılarına "Ziggy"yle iyi günler diliyorum...

Hiç yorum yok: